Kimi zaman alenen ‘evet ben bunu yaşıyorum’ dedirten kimi zaman ise ‘acaba yaşıyor muyum’ diye sorgulatan bir konudur duygusal istismar. Bazıları sadece ses yükseltmek, öfkenin dışavurumu gibi algılasa da konu sadece kavga anında sarf edilen söz ve davranışlar değildir. Eşler arasında duygusal istismar olarak tanımladığımız davranışlardan özel alana müdahale, görmezden gelme ya da dinlememek gibi sıralanıyor.
Duygusal istismar, sözlük anlamına bakıldığında kişinin duygularının sömürülüp kötüye kullanılması olarak tanımlanır. Peki bizler hangi ilişkilerde görüyoruz bu istismarı? Ebeveyn ile çocuk arasında, duygusal ilişkilerde, eşler arasında, arkadaşlık ilişkilerinde şeklinde birçok örnek ilişki sunabiliriz. Böyle bir durumun içinde olup istismara maruz kalan kişi yaşadıklarını tanımlayamayabilir. Bir çerçeveye oturtamayabilir ya da uzun bir süre maruz kaldıktan sonra normalleştirebilir. Öte yandan istismar edilen kadar istismar eden kişi de yaptığının bilincinde olmayabiliyor. Bu konuda bilinç sahibi olmak için öncelikle hangi davranışların bizlere duygusal istismarı işaret ettiğini öğrenmeliyiz.
Eşler Arasında Duygusal İstismara İşaret Eden Davranışlar
Başarılı bir evlilik için eşler arasında önemsenmek, değer görmek, sevilmek veya en önemlilerinden biri olan paylaşmak temel taşlardandır. Kıskançlık, sahiplenmek, hayatına bir noktada karışmak ise iki kişi arasındaki ilişki nazarında değerlendirilebilen veya ölçülü olması gereken parametrelerdir. Dengelerin şaştığı, bir tarafın ve davranışın ağır bastığı, diğer kişinin incindiği durumlarda duygusal birtakım sıkıntılar baş gösterir. Eşler arasında duygusal istismar olarak tanımladığımız davranışlardan bazılarını şu şekilde listeleyebiliriz:
- Özel alanlara müdahil olup kişisel mesajlara erişmeye çalışmak
- Kendini daha yukarıda görüp karşındakinin onurunu kıracak sözler sarf etmek
- Kontrolü sürekli elinde tutma çabasıyla eşinin hayatının her alanına müdahale etmek
- Görmezden gelmek
- Dinlememek ve bunu açık bir şekilde belli ederek karşındakini bilinçli olarak kırma
- Karşıdakinin istemediği boyutlarda kıskançlık dozları
- Boşanma aşamasındaki eşlerin nefret dolu söylemleri, tehditleri
- Karşındakini suçlu hissettirme çabası
- Sürekli eleştiri yapmak, beğenmemek
- Yapılan iyilikleri yüzüne vurmak
- Ekonomik ya da iş anlamında kısıtlamak, iş sahibi olunmasını engellemek
- Sosyal hayatını kısıtlamaya çalışarak kişiyi sadece kendine mecbur bırakmak
Bu tür davranışlarla karşılaştıysanız duygusal istismar kavramıyla da karşı karşıyasınız demektir. Bazen kabullenmesi, sindirilmesi zor olsa da bir noktada davranışların yanlışlığını görmek, farkına varmak gerekir. Ancak bu şekilde kişi doğru bir adım atıp istismara uğramaya son verebiliyor.
Duygusal İstismar Ardından
İlk adım kabullenmekle atılıyor. Buradaki kabullenmek ‘davranışı’ değil içinde bulunulan ‘durumu’ dur. İşaretler görüldüyse bunları görmezden gelerek, üstünü kapatarak devam etmek evliliği daha iyi bir noktaya getirmez. Bunun bir sorun olduğunu kabul edip kişisel alanının sınırlarını çizmek önemlidir. Sürekli gelen eleştirilere kulak asıp karşısındaki kişinin kafasında oluşturduğu kalıba göre şekil almak o kişinin özgüvenini kaybetmesine neden oluyor. Çekingen veya içine kapanık biri haline gelmesine sebep olur. İstismara maruz kalan kişi artık karşısındakinin yıkıcı eleştirilerine kulak vermemeli. Kendisi için en iyisinin ne olacağına karar vermelidir.
Bu melankolik ruh halinden kurtulup kendi içine dönmek, kendi isteklerini bir adım öne koymak, sürekli başka birini değil de kendini mutlu etmenin en önemlisi olduğunun ayırdına varmak gerekir. Kişi kendini suçlamayı bırakmalı ya da elinden geleni yaptığı halde bir şeylerin düzelmediğini kabullenmelidir. Bundan sonrası için ne yapmak istediğine karar vermeli. İstismar eden kişinin etkisinde kalmadan bir rota oluşturmalıdır. Gerektiğinde profesyonel bir destek almanın önemine varılmalıdır. Bu destek sayesinde daha hızlı bir atlatma süreci geçirerek kişi çok daha kısa sürede özüne dönebilir ve kendini mutlu hissedebiliyor.
Duygusal ihmal hakkında bilgi almak veya randevu için bize ulaşabilirsiniz.
“Blog yazıları bilgilendirme amaçlıdır. Tıbbi tavsiye veya tedavi yöntemi olarak değerlendirilmemelidir.”