Travma; kişilerin başa çıkma becerilerini aşan, yaşamlarını tehdit eden olaylar karşında yoğun şekilde hissettiği üzüntü, acı ve çaresizlik duygusudur. Travma çok büyük bir olay olabileceği gibi, gözardı ettiğiniz çok küçük bir olay da olabiliyor. Ancak, hangi şekil ve boyutta olursa olsun travma kişiyi etkiler.
Bir travma sonrası birçok kişi çevresindeki diğer insanlar ile ilişkilerinin etkilendiğinin farkına varır. Yaşanan travmaların zorlayıcı etkileri ile başa çıkmaya çalışan bireyler; arkadaş, aile, iş arkadaşları ve diğer kişilerle ilişkilerin etkilenmesiyle de başa acıkmak zorunda kalır. Bu durum travma yaşayan birçok bireyde yaygın olarak görülüyor.
Bir travmanın en belirgin özelliği; kişinin yaşamındaki emniyet ve güvenlik algılarının derinden sarsılmasıdır. Kişinin gelecekle ilgili güven sorunları oluşabiliyor. Yaşamı anlamlandırma ve kendini düşünme ve hissetme şekilleri değişebiliyor. Travmanın etkileri ilişkilere farklı şekillerde yansıyabiliyor. Bireysel travmalar genellikle sessiz yaşanır. Kişi travma yaşadığında özellikle en yakınında olan eşi ve ailesi tarafından güvende ve korunma altında hissetmeye ihtiyaç duyar.
Travma İlişkilerinizi Nasıl Etkiler?
Bazen kişiler hiç farkında olmadan iyileşmeye çalışırken önemli bir diğer odak noktası oluşturur. Kişi kendini rahatlatacak destek ararken ve yaşadığı travmanın etkileriyle başa çıkabilecek yardımı alırken, eşinin de rahatlamasına yardımcı olmasını istiyor. Eşi ya da ailesi destekler ve acıyla başa çıkmasına yardımcı olursa, kişi kendini korunmuş ve onaylanmış hissediyor. İyileşmeye dair umudu artar.
Travma yaşarken, yeni ya da uzun ilişkilerinizde de tehlike, ihanet ya da potansiyel bir zarara uğrama beklentisi içine girebilirsiniz. Travma mağdurları, kendisi için neyin en güvenli olduğu konusunda kendini sürekli olarak savunmasız ve şaşkın hissedebiliyorsunuz. Bu nedenle siz de çevrenizdeki insanlara hatta geçmişte güvendiğiniz kişilere bile güvenmek konusunda sorunlar yaşayabilirsiniz Güvensiz bir yaşam döngüsü içinde incinme korkusuyla diğer insanlara yaklaşmak korkutucu gelebiliyor.
Kendinize ve kendi yaşamınız üzerindeki kontrol kaybına kızgınlık hissedebiliyor, diğer insanlara karşı agresif bir tutum içine girebiliyorsunuz. Çevrenizdeki insanları kontrol etme ihtiyacı duyabilirsiniz. Travmadan sonra kişi kendini kolayca tehdit altında hissedebiliyor, siz de öfkeli ve saldırgan davranışlar sergileyebiliyorsunuz. Bunun bir savunma saldırısı olduğunu unutmamalısınız. Kendini tehdit altında hisseden biri için son derece doğal bir tepkidir.
Travmayı Yaşayan Kişilerin Yaşayacağı Durumlar Nelerdir?
Travmanın sonrası kişinin kendilik algısı da bu durumdan etkilenebiliyor. Travma mağdurları yoğun bir utanç hissedebiliyor. Ayrıca sevilmeyeceklerini ya da kötü biri olduklarına dair duygular içine girebiliyor. Bu travmatik deneyim sırasında yapamadıklarınıza ya da hissettiklerinize dair suçluluk da hissedebilirsiniz. Kimsenin sizi tam olarak anlayamayacağı düşüncesine kapılabilirsiniz. Yaşadığınız travmanın sonrası kimsenin sizinle konuşmak istemeyeceği endişesi de yaşayabilirsiniz.
Bu nedenle travmayı yaşayan kişinin; yakın arkadaşlarından, ailesinden, iş arkadaşlarından ve yaşamdan;
- Geri Çekilme,
- Uzak Durma,
- Bağlantısız ve Kopuk Hissetme gibi doğal refleksleri gelişebiliyor.
Çevrenizdeki insanlarla ilişki içindeyken endişeli ya da korkmuş hissedebilirsiniz. Güç ve kontrol sahibi olarak algıladığınız insanlarla ilişkilerinizde kolayca terk edilmiş ve reddedilmiş hissedebiliyorsunuz.
Travma deneyimi sonrası kişiler, duygularında uyuşma hissedebiliyor siz de tam olarak duygularınızı ifade etmekte zorlanabiliyorsunuz. Birçok travma mağduru travmatik deneyim yaşadıktan sonra fiziksel ya da cinsel olarak yakınlık kurmakta zorlanabiliyor. Mağdurlar için tüm bu duygularla başa çıkmaya çalışmak son derece korkutucu ve kafa karıştırıcıdır. Bu durumun iyileşme süreci içinde zamanla düzelebileceğini de unutmamalısınız. Bu süreci profesyonel bir destekle daha kolay bir şekilde atlatabilirsiniz.
Travma ile ilgili daha geniş bilgi almak veya randevu için bize ulaşabilirsiniz.
“Blog yazıları bilgilendirme amaçlıdır. Tıbbi tavsiye veya tedavi yöntemi olarak değerlendirilmemelidir.”
